Altyapı sistemlerinin uzun ömürlü ve güvenli çalışabilmesi yalnızca kaliteli boru ürünleri kullanmakla değil, aynı zamanda doğru saha kurulum teknikleriyle mümkündür. HDPE, PVC veya koruge borular, yanlış yataklama ya da hatalı bükme uygulamaları nedeniyle tasarım ömründen çok daha kısa sürede deformasyona uğrayabilir. Ayrıca test aşamalarında hatalı uygulamalar, sızdırmazlık sorunlarına ve gereksiz yeniden işçiliklere yol açar.
Bu rehber, özellikle HDPE ve koruge boru montajlarında, sahada en sık karşılaşılan üç temel parametreyi — yataklama, bükme yarıçapı ve hidrostatik test süreçlerini — teknik ve pratik yönleriyle ele alır.
Doğru Yataklama Nedir? Altyapı Borularında Taşıyıcı Zeminin Önemi
Yataklama, altyapı borusunun üzerine yerleştirileceği taşıyıcı zeminin hazırlanması sürecidir. Bu katman, boruya uygulanan yükleri dengeler, deformasyonu önler ve hattın uzun vadeli stabilitesini sağlar. Özellikle koruge borular gibi halka formundaki esnek sistemlerde doğru yataklama, yapısal dayanımın ana unsurudur.
Yataklama tabakası, genellikle 10–15 cm kalınlığında kırmataş, mıcır veya granül dolgu malzemesi kullanılarak oluşturulur. Bu tabaka ne kadar homojen olursa, borunun etrafına binen yük o kadar dengeli dağılır. Zayıf veya boşluklu yataklama, borunun belirli noktalarda göçmesine ya da eğilmesine neden olabilir.
Bu nedenle saha uygulamalarında, boru hattı döşenmeden önce zemin taşıma kapasitesi kontrol edilmeli, gerekirse alt tabaka stabilize edilmelidir. Uygun taşıyıcı zemin, uzun ömürlü altyapının temelidir.
Boru Tipine Göre Yataklama Malzemesi Seçimi
Yataklama malzemesi seçimi, kullanılan boru tipine göre değişir. HDPE borular, esnek yapıları nedeniyle orta taneli granül dolgu malzemesiyle desteklenmelidir. Çok iri taşlar boru cidarına zarar verebilir, çok ince malzeme ise drenaj özelliğini kaybeder.
Koruge borularda ise dış yüzeydeki oluklar yük dağılımını kolaylaştırır; bu nedenle daha ince taneli (4–16 mm arası) kırmataşlar idealdir. Malzeme, elle veya mekanik sıkıştırıcıyla homojen biçimde yerleştirilmelidir. Beton veya rijit PVC borular için ise daha sıkı sıkıştırılmış yataklama gerekir, çünkü bu tür borular elastik deformasyon yerine rijit dayanım ile yük taşır.
Şartnamelerde genellikle TS EN 1610 standardı referans alınır. Bu standart, boru çevresindeki dolgu malzemesinin türü, nem oranı ve sıkıştırma derecesi için yol göstericidir.
Bükme Yarıçapı Nedir ve Neden Kritik Bir Parametredir?
Bükme yarıçapı, borunun ekseni boyunca ne kadar eğilmeden döşenebileceğini ifade eder. Basitçe, borunun minimum bükülebileceği yarıçap mesafesidir. Bu değer aşıldığında boruda ovalleşme, çatlama veya iç gerilme oluşur.
Özellikle HDPE borular esnek olduklarından belirli bir bükülme payı tolere edebilirler, ancak bu sınır her çap için farklıdır. Örneğin 160 mm çaplı bir HDPE boru için minimum bükme yarıçapı yaklaşık 25 kat boru çapına eşittir (yaklaşık 4 metre). Bu değerin altına inilirse, borunun iç yüzeyinde gerilme birikir ve uzun vadede çatlak oluşabilir.
Bu nedenle saha personelinin, her boru tipi için üretici tarafından belirtilen minimum bükme yarıçapı değerlerine uyması gerekir. Bu sadece yapısal dayanıklılığı değil, sistemin sızdırmazlığını da korur.
HDPE ve Koruge Borularda Minimum Bükme Yarıçapı Değerleri
Her boru tipi için bükme yarıçapı değerleri, üretim malzemesi ve çap ile doğrudan ilişkilidir. HDPE borularda, DIN 8074 ve ISO 4427 standartlarında önerilen minimum bükme yarıçapı genellikle boru dış çapının 20 ila 30 katı arasındadır.
Koruge borular ise dış yüzeylerindeki halkalı yapı nedeniyle daha rijittir ve bu nedenle bükülme toleransı düşüktür. Bu tür boruların hattı dönüşlerde dirsek parçalarıyla yönlendirilmelidir; sahada zorlayarak bükme yapılmamalıdır.
Bazı uygulamalarda, özellikle yer altı drenaj hatlarında küçük sapmalar tolere edilse de, bükme sırasında borunun eksenel simetrisi bozulmamalıdır. Bu simetri bozulduğunda iç akış hızı değişir ve tıkanma riski artar.
Bükme Esnasında Yapılan Hatalar ve Hat Deformasyonu Riskleri
Saha uygulamalarında en sık yapılan hatalardan biri, boruların soğuk hava koşullarında bükülmeye zorlanmasıdır. HDPE ve koruge borular, düşük sıcaklıklarda daha kırılgan hale gelir. Bu durumda boruya uygulanan kuvvet, esneme yerine çatlama oluşturur.
Bir diğer hata, borunun ağırlığı altında bükülmesine izin verilmesidir. Döşeme öncesi desteklenmeyen hat, özellikle uzun mesafelerde kendi ağırlığıyla eğilme yapar. Bu deformasyon, hidrostatik testlerde sızdırma arızası olarak geri döner.
Profesyonel saha ekipleri, bükme işleminden önce boruyu ortam sıcaklığına uyum sağlaması için bekletmeli ve üretici talimatlarındaki yarıçap değerlerine göre uygulama yapmalıdır.
Saha Koşullarında Uygunluk: Zemin, Sıcaklık ve Nem Etkisi
Saha koşulları, hem yataklama hem de test performansı üzerinde doğrudan etkilidir. Nemli veya gevşek zeminlerde yapılan döşemelerde, boru altında boşluk kalabilir ve yük dağılımı bozulur.
Zemin sıcaklığı, özellikle HDPE borularda kritik bir parametredir. Yüksek sıcaklıkta boru daha esnek hale gelir; bu durumda bükme yarıçapı değeri değişebilir. Test öncesi boruların ortam koşullarına dengelenmesi gerekir.
Ayrıca, yeraltı suyu seviyesinin yüksek olduğu bölgelerde hidrostatik test sırasında hattın yukarı doğru kaldırma kuvvetine karşı ek sabitleme önlemleri alınmalıdır. Bu önlem alınmazsa hat yüzebilir ve bağlantılar zarar görebilir.
Montaj Sonrası Denetim: Yataklama, Eğim ve Basınç Kontrolü
Montaj tamamlandıktan sonra saha ekibi, boru hattının eğim doğruluğunu, yataklama kalınlığını ve sıkıştırma derecesini kontrol etmelidir. Hatalı eğim, özellikle yerçekimiyle çalışan atık su hatlarında akış problemlerine yol açar.
Denetim sırasında boru ekseni boyunca düzlem kontrolü yapılmalı, boruların birleşim noktalarında boşluk kalmadığından emin olunmalıdır. Ardından, hidrostatik test sonuçları değerlendirilmeli ve test protokolü hazırlanmalıdır.
Doğru montaj, uygun yataklama ve başarılı test sonucu, hattın uzun ömürlü ve sızdırmaz bir şekilde hizmet vereceğinin göstergesidir.
Saha Kalitesi Altyapının Ömrünü Belirler
Yataklama, bükme yarıçapı ve hidrostatik test, bir altyapı hattının ömrünü belirleyen üç temel parametredir. Bu süreçlerde yapılan küçük hatalar, yıllar sonra ciddi bakım maliyetlerine dönüşür.
Doğru zemin hazırlığı, üretici verilerine uygun bükme değerleri ve standartlara göre yapılan testlerle desteklenen bir saha kurulumu, yalnızca mühendislik başarısı değil, sürdürülebilir altyapı yönetimi anlamına gelir.
Altyapı projelerinde başarı, borunun kalitesinden değil, onu doğru döşeyen ellerden başlar.


BİZE YAZIN
